8 Nisan 2025 Salı

Janset - Savaş

 

Arda bitkindi. Genç kadın onu heyecanlandırmış ve boşaltmıştı. Neredeyse tükenmiş hissediyordu. Zorlukla yataktan kalktı. Janset ise kesik kesik nefes alıyordu. Artık çırpınmıyordu, ama hâlâ canlıydı. Kolları arkasında deri eldivenin içinde hapsolmuş hâldeydiler hâlâ. Ağzı da tıkalıydı. Ama teslim olmamıştı. Arda iki kez saldırmış, ikisinde de Janset’ten istediğini almıştı. Genç kadın kendini koruyamamıştı. Zaten nasıl koruyacaktı; tamamen esaret altındaydı. Kolları da uyuşmaya başlamıştı. Sessizce inliyordu. Arda oyuncak dolabına gitti, bir çift deri kelepçe, kısa bir zincir ve asma kilitler aldı. Janset hareketsiz bir biçimde bekliyordu. Monoglove çok rahatsız ediciydi, ancak çırpınmanın da bir faydası yoktu, kaderine razı olmuştu. Arda yüzüstü uzanmış kölesinin üstüne çıktı, kadını bacaklarının arasına aldı, kaçamayacağı şekilde basenlerinin üzerine oturdu. Temkinliydi, monoglove’u çıkartınca kölesini zaptedebilecek miydi? Nazikçe monogove’un kayışlarını çözdü, çok yavaşça fermuarı açtı ve deri eldiveni genç kadının kollarından sıyırdı. Janset’in kolları serbest kalmışlardı ama direnecek kuvvetleri yoktu. Arda kuvvetini kullandı ve kölesinin bileklerine deri kelepçeleri geçirdi, kayışlarını iyice sıktı ve yanında getirdiği asma kilitler ve zinciri kullanarak kelepçeleri kadınının arkasında birbirine bağladı. Sonra Janset’in saçlarını okşadı, boynundan öptü, sol kulak memesini nazikçe emdi. “Şimdi uslu uslu burada bekle beni” dedi ve odadan çıktı.

 

Kapının ardından su sesleri gelmeye başladı. Janset hâlâ diriydi. Uslu durmaya da niyeti yoktu. Arda’dan intikam almak için yanıp tutuşuyordu. Onu doğduğuna pişman edecekti. Ancak nasıl? Hâlâ bağlıydı. Janset yatağın üzerinde döndü, bir gayretle doğruldu. Çizmelerinin fermuarlarına baktı, sarkan asma kilitleri gördü. Çizmelerini çıkartamazdı. Ayağa kalktı biraz yürümeye çalıştı, ancak topukları çok yüksekti; balerin gibi parmak uçlarında hareket ediyordu, zordu. Ağzındaki silikon toptan kurtulmaya çalıştı, ancak kelepçeleri izin vermiyordu, ağız topunun kayışlarına güçlükle uzanıyordu. Arda zincirin boyunu tam ayarlamıştı. Yakaşık 40-45 cm civarındaydı zincir; genç kadına bir serbestlik hissiyatı veriyordu ancak tıkacını çıkartmasına müsaade etmiyordu.  Hatta çıplak memelerini elleriyle örtmeye bile yetişmiyordu zincirin boyu. Ne biçim bir adamdı bu! Nasıl zevk alıyordu onu böyle esir almaktan? Yatağa döndü kıvrana kıvrana ağzındaki topun kopçasına erişti ve kurcalamaya başladı. Ancak bir türlü kopçanın dilini çıkartamıyordu. Yatakta kıvranırken birden yatağın sağındaki boy aynasından kendini gördü. Başını hafifçe çevirince kayışı neden çözemediğini anladı: Arda küçücük bir asma kilit takmıştı. Aynı şekilde tasmasında da kilit vardı. Janset öfkeyle yatağa sırtüstü yattı. Yürüyebiliyordı ama kaçamıyordu, ellerini hareket ettirebiliyordu ama kendini çözemiyordu, sesi çıkıyordu ama konuşamıyordu. Arda onu istediği gibi kırbaçlıyor, onunla oynuyor ve sevişiyordu. Hınçla dolmuştu.

 

O sırada Janset’in aklına çok cesur bir fikir geldi. Arda’nın ruhunu emecekti. İçeriden gelen su sesleri kesilmişti. Janset önce doğruldu, sırtını yatağın parmaklıklarına verdi. Ardından Arda’nın saçına bağladığı ipek kurdeleyi birkaç başarısız denemeden sonra yakaladı, sertçe çekti: Saçları açıldı! Serbest kalan saçlarını iyice savurdu, dağıttı. Sonra bacaklarını karnına doğru çekti, elleriyle çizmelerinin sivri topuklarını kavramaya çalıştı ama yetişemeyince vazgeçti. Bunun yerine gövdesini hafifçe kapıya çevirdi, karnına doğru topladığı bacaklarını ardına kadar açtı. Kasıkları çırılçıplaktı. Gözlerini kapıya dikti. Arda’nın karşısına bütün kadınlığıyla çıkacaktı.

 

Arda içeri girer girmez Janset’in meydan okuyan gözleriyle karşı karşıya kaldı, sonra da ardına kadar açık bacaklarıyla. Pusuya düşmüş gibiydi, hazırlıksız yakalanmıştı, gözleri Janset’in kasıklarına kilitlenmişti. Janset sahibinin afalladığını fark edince planının işlediğini düşündü. Özgüveni tamdı. Tıkalı ağzıyla Arda’ya boğuk boğuk bağırdı. Arda ise bu anlamsız gürültüyü “Doyur beni!” diye işitti. Janset, bedeninin kontrolünü kaybetmiş adamın kendisine doğru hızla ilerlediğini görünce saçlarını bir kez daha savurdu, iştahla ağzındaki silikon topa dişlerini geçirdi, sanki Arda’nın etine geçirir gibi ve gözlerini nefretle efendisinin gözlerine dikti. Genç kadın sahibinin saçlarına bağladığı siyah ipek kurdeleyi hâlâ sağ elinde tutuyordu ve yumruğunu sıkmıştı. Arda yatağa vardığında aslında artık savaşı kaybetmişti. Acele etmemesi, oyuncak dolabına gidip kölesini önce zaptedecek, sonra da terbiye edecek oyuncakları alması gerekiyordu. Ama Arda sakin kalamamıştı. “Seni terbiyesiz kız!” dedi sertçe Janset’e, “hemen efendine başını eğ!” Janset itaat etmedi, gözlerini ayırmadı gözlerinden. Arda önce yatağın kenarına bıraktığı kırbacı sağ eliyle alıp Janset’in çıplak memelerine savurdu. Janset’in canı yandı ancak yine de göz temasını bozmadı. Arda sol eliyle de kırbacı iyice gerip bu kez daha sert ve daha isabetli bir biçimde kölesinin göğsüne savurdu.  Sert deri bu kez genç kadının sol meme ucuna denk gelmişti. Kırbaç öyle fena dağlamıştı ki, acıdan Janset’in gözlerinden yaş geldi, ancak yine de ağzındaki topu var gücüyle ısırarak ıstırabını dindirdi ve sahibine gözleriyle meydan okumaya devam etti. Arda “İtaat et!” diyerek bir kez daha kırbacı savurdu ancak artık heyecandan eli ayağı boşalmıştı. Önce ağzını kölesinin kasıklarına dayadı, öpmeye, dillemeye başladı. Genç kadın çabucak bacaklarını kapadı, erkeğinin başını uyluklarının arasına sıkıştırdı. Arda bu hareketine çok kızdı, elleriyle genç kadının bacaklarını araladı tekrar. İştahla kölesinin kasıklarından göbeğine, memelerine ve en nihayetinde boynuna saldırdı. Elleriyle kadının bacak arasını yokladı, sırılsıklamdı. Janset tıkalı ağzıyla boğuk bir inilti koparınca Arda zevkten bayılacak gibi oldu ve kölesinin içine girdi. Janset’in tuzağına düşmüştü. Genç kadın bacaklarını Arda’nın gövdesi etrafında kavuşturdu. Çizmelerinin topuklarıyla adamın sırtını çizdi. Kıskaç kapanmıştı. Arda bu yırtıcılığa Janset’in boynunu ısırarak karşılık verdi. Köle ve efendisi aynı anda hem savaşıyor hem de sevişiyorlardı. Janset vites yükseltmek istedi; daha yüksek sesle inlemeye başladı. Arda kölesini yatağa yatırdı, meme uçlarını ovalayarak gidip gelmeye başladı. Zincir genç kadının memelerini savunmasına engel oluyordu ancak elleri Arda’nın gövdesine yetişiyordu. Büyük bir iştahla Janset tırnaklarını efendisinin kaburgalarına batırdı. Bacakları hâlâ Arda’nın arkasında kenetliydi. Ağzındaki silikon top sahibini ısırmasına engel olmasa Janset Arda’nın etini kopartabilirdi. Kadın bütün şehvetiyle topu ısırdı ve inlemeyi bırakıp boğuk çığlıklar atmaya başladı. Arda büyük bir çaresizlikle hızlandı, genç kadının boynunu, omzunu ısırdı, kulaklarını yaladı ve var gücüyle gidip gelmeye devam etti. Ve Janset bitirici hareketini yaptı: kasıklarını tam Arda çıkarken çekip, geri girerken yaslamaya başladı. Ritmi tutturmuştu ve artık tek yapması gereken Arda’nın direncinin kırılmasını beklemekti. Çok da beklemedi; Arda çaresizce sarsılarak boşaldı. Janset amacına ulaşmıştı.

 

Arda ruhu emilmiş gibi hissediyordu, güçsüz bir biçimde yatağa sırt üstü yığıldı. Janset ise dinç hissediyordu, ama nefesi kesilmişti. Yatağın üzerinde doğruldu. Elleri hâlâ kelepçeliydi, ama kendini kurtarmanın bir yolunu bulacaktı. Tabii önce Arda’dan intikamını almalıydı… Etrafına bakındı, ama onu asma kilitlerden kurtaracak bir şey göremedi. Birden aklına başka bir fikir geldi. Ağız topunun kayışlarını çözmesine gerek yoktu: bileklerini zorlayarak işaret parmaklarını kayışların arasına soktu, ağzını ardına kadar açtı ve silikon topu dışarı itti. Ağzı da serbestti artık. Arda hâlâ sırt üstü yatıyordu, çıplaktı. Janset adamın göbeğine ağzını dayadı, yavaşça yalamaya başladı. Arda Janset’in saçlarının üzerine döküldüğünü hissetti, sonra da nemli bir sıcaklıkla uyarıldı, “Ne yapıyorsun?” dedi kısılmış sesiyle. Janset doğruldu, bacaklarını açıp adamın kucağına oturdu ellerini işaret parmakları Arda’nın meme uçlarına denk gelecek şekilde efendisinin göğsüne koydu. Yavaşça Arda’nın yüzüne yaklaşıp “Beni neden kaçırdın? Sana güvenmiştim” dedi ve adamın boynunu nazikçe öpmeye, emmeye başladı. Arda’nın sevişmekten mosmor olmuş dudaklarına yapıştı “Ben bunu hak etmedim” dedi. Arda genç kadını durdurmaya çalıştı. Testisleri ağrıyordu. Janset ise intikam hırsıyla yanıyordu, hemen ağzını Arda’nın meme uçlarına dayadı. Bir yandan da Arda’nın ellerini alıp, kalçalarına yerleştirdi,  “Okşa beni” dedi. Adam yorgun bir biçimde “Dur” diyebildi ancak. Janset’inse durmaya hiç niyeti yoktu, sağ memesini Arda’nın ağzına dayadı, “Em” dedi, “bu sana iyi gelecek” Arda ağzındaki tomurcuğu istemsizce emmeye başladı. Janset sonra bir anda memesini çekti, doğruldu, ellerini Arda’nın -kalçalarını okşamakta olan- ellerinin üzerine koydu, “Biliyor musun bana jartiyer çok yakışır” dedi. Janset Arda’nın erojen bölgelerine nazikçe saldırıyordu, yavaşça dilini değdiriyor, emiyor, öpüyordu. Kararlı bir biçimde genç adamı canlandırıyordu. Nemli ve sıcacık ağzı Arda’nın kulak memelerinden, dudaklarından ve boynundan başlayıp yavaşça daha aşağılara ve en nihayetinde kasıklarına indi. Arda Janset’in ağzını tüm hücrelerinde hissetti. Bitkindi. “Yapma” diyebildi ancak. Janset’le göz göze geldiler. Masum değildi genç kadın, tıpkı adamı kapıda karşıladığı gibi meydan okuyordu. Arda yeniden, hiç mecali kalmadığı hâlde, emilmekten erekte olmuştu, kendinden geçecek gibi oldu. Gözlerini Janset’in gözlerinden ayıramıyordu. Janset o kadar iştahlı emiyordu ki ruju Arda’nın tenine bulaşmıştı artık. Arda çok güçsüzdü ve direnemiyordu. Kendini zevke bıraktı, ellerini Janset’in başına koydu, hafifçe kasıklarına doğru bastırarak saçlarını okşamaya başladı. Bu Janset’i daha da iştahlandırdı, dilini bir kırbaç gibi savurmaya başladı, Arda’yı boğazına kadar aldı. Adam bütün gücünü tüketircesine boşaldı tekrar. Janset Arda’nın tadına varmış, her bir damlasını yutmuştu.

 

Ancak genç kadın çok yorgundu. İçkili ve uykusuz olması bir yana, saatlerdir kırbaçlanıyor ve dolu dizgin sevişiyordu. Hiç ara vermemişlerdi. Elleri hâlâ bağlıydı ama artık özgürdü. Ya da en azından o öyle sanıyordu. Başını Arda’nın göğsüne koydu ve uykuya daldı…


5 Nisan 2025 Cumartesi

Janset - Zindan

 

  Genç kadın yavaş yavaş kendine geliyordu. Akşam iş çıkışı içkiyi biraz fazla kaçırmıştı belli ki, başı ağrıyordu. Tepesinde sallanan lambanın ışığından rahatsız olmuştu. Yavaştan uyanırken çıkarttığı belli belirsiz iniltilerle zincir şıngırtıları karışınca yan odada bekleyen Arda irkildi. Sabırsızca bekliyordu 1 saattir, sesleri duyunca esirinin yanına gitti. Heyecanı doruklardaydı. Elleri titreyerek odaya girdi. Janset  33 yaşındaydı ve bir apartmanın dairesinin loş bir odasında bir yatağa sırtüstü uzanmış, elleri kelepçelenmişti.

   Genç kadın uyanınca durumu fark etti; kolları ardına kadar açılmış, elleri yatağın parmaklıklarının en ucundaki demirlere kelepçelenmişti. Çırılçıplaktı. Üzerinde yalnızca siyah renk bir jartiyer takımı vardı ve incecik çorapları da kaçmıştı. Birden çırpınmaya başladı ve bağırmaya çalıştı. Arda hemen esirinin üzerine atladı ve eliyle ağzını kapadı. Janset deli gibi çırpınıyordu, bileklerini çelik kelepçelerden kurtarmaya çalışıyordu, ama nafile. Arda kadının kulağına eğilip "Sakin ol küçüğüm" diye fısıldadı kölesinin bacaklarını okşarken, "hemen yorma kendini, daha buradan çıkmana çok var". Genç kadın adamın gözlerindeki arzuyu görünce daha çok çırpınmaya başladı, çaresizce çelik kelepçelere var gücüyle asıldı. Arda aşırı uyarılmıştı, serbest eliyle kadının çıplak memelerini okşadı yavaşça, Janset'in meme uçları koyu pembeydi, "Ne kadar da canlılar". Genç adam esirinin meme uçlarını yavaşça sıktı, çekiştirdi. Janset daha çok çırpındı, boğuk bir çığlık kopardı. "Hassas görünüyorlar" dedi Arda, "umarım çok hassaslardır küçüğüm, ne kadar hassas olurlarsa o kadar kolay itaat edersin efendine". Janset korkmuştu, çırpınmaya devam etti. "Ben senin ihtiyacın olan şeyi biliyorum bebeğim" diye fısıldadı Arda, yatağın yanı başındaki komodinden siyah renkli ağız topunu çıkartırken, "Her bebek gibi sen de emziğini istiyorsun, al bakalım küçüğüm". Janset silikon topu görünce hemen tanıdı: bunu daha önce birkaç filmde görmüştü ve bununla ağzı tıkanmış kadınların başlarına gelenleri de! "Al bakalım sevgilim" dedi Arda genç kadının ağzına topu tıkarken. Genç adam topun kayışlarını kölesinin ensesinden ve çenesinin altından bağlarken gözlerinden iştah akıyordu. Janset bütün itirazlarına ve çırpınışlarına karşın topu ağzına almıştı ve karşısındaki adam için bir arzu nesnesine dönüşmüştü.

   "Çok vahşisin" dedi Arda yataktan kalkıp oyuncak dolabına giderken, "Ama merak etme ben senin gibi kızları nasıl terbiye edeceğimi çok iyi bilirim". Janset yatağın yanındaki dolap açılınca içindekilere şaşkınlık ve korku içinde baktı: çeşit çeşit kırbaçlar, şaplaklar, kayışlar, tasmalar, zincirler, vibratörler ve daha bir dolu ürkütücü metal ve deri aksesuar vardı. Arda oyuncaklarına bakıp bakıp daha da çok arzu biriktiriyordu, yatağında çaresizce kıvranan bir esiri vardı ve onunla istediği oyunu oynayabilirdi! Önce bir deri göz bandı aldı ve çabucak kadının başına geçirdi. Janset gözlerine karanlık inmeden önce yine çırpındı, ağzındaki topun izin verdiği ölçüde itiraz etti. "Sana sürpriz yapmak istiyorum bebeğim" dedi Arda. Genç kadın teslim olmuyordu bir türlü ve sürekli çırpınıyordu, ama tıkalı ağzından anlamsız iniltiler çıkıyordu. Silikon top onu susturamamıştı ama konuşmasına da izin vermiyordu. Arda yaladığı başparmağını kölesinin alt dudağında gezdirerek "Şşş... Sessiz ol bebeğim... Buraya konuşmaya değil... Sevişmeye geldik" dedi heyecandan kesik kesik. Janset dudaklarına bordo renk bir ruj sürmüştü ve bu ona bir olgunluk, ve -Arda'ya göre- kadınlık katmıştı. "Senin gibi bir genç kadının yaramazlık yapmasını doğru bulmuyorum" dedi Arda, hâlâ çok heyecanlıydı, "Çok terbiyesizce". Arda dolaptan çıkarttığı rugan çizmeleri kölesinin bacaklarına giydirdi ve fermuarlarını çekti, tokalarını bağladı. Fermuar tokalarına birer asma kilit taktı. Çizmeler Janset'in dizlerinin biraz üstünü örtüyordu ve sivri topukları çok yüksekti. Genç adam esirinin bunlarla koşamayacağını veya tekme atamayacağını biliyordu, bu çizmeleri giyen bir kadın yalnızca eğilebilir veya bacaklarını aralayabilirdi. Sıra tasmaya gelmişti: Arda'nın elleri titriyordu, kölesi elleri kelepçeli, ağzı tıkalı, gözleri bağlı sere serpe o yataktaydı, sahibinin arzularını doyurmak için çaresizce bekliyordu. Arda incecik bir kemere benzeyen deri tasmayı Janset'in beyaz gerdanına taktı, sıkıca gerip kayışları kopçaladı. Yavaşça kadının yanaklarına, gerdanına öpücükler kondurdu. Sonra kölesinin yüzüne eğildi, Janset göremese de genç adamın burnunun dibinde olduğunu hissedebiliyordu. "Şu andan itibaren benim kölemsin" dedi Arda sert ama sakin bir ses tonuyla "Bana 'Efendim' diye hitap edeceksin ve emirlerime mutlak itaat edeceksin", tekrar Janset'in meme uçlarıyla oynamaya başlamıştı "Eğer itaat etmezsen, isyan edersen, veya itiraz edersen" elleri şimdi de kadının çıplak kasıklarına inmişti "Ve bana 'Efendim' diye hitap etmezsen canını çok yakarım, ve emin ol bundan çok büyük zevk alırım". Janset korkmuştu, çırpınmaya başladı tekrar çaresizce, daha birkaç saat önce arkadaşlarıyla eğlenirken şimdi tek bir ampulün aydınlattığı loş bir odada, tanımadığı bir adamın kölesi, fantezilerinin oyuncağı olmuştu. "Anlaşıldı mı Janset?" diye sordu Arda kemerini çıkarırken. Janset boğuk iniltiler çıkartmaya devam ediyordu, ama Arda'nın çok sabrı kalmamıştı; var gücüyle kemerini Janset'in çıplak kasıklarına savurdu. Sert deri genç kadının hassas tenini dağladı, öyle ki Janset'in gözünden yaş geldi, tıkalı ağzıyla "Eed... Eeeed eeeendib" diyebildi.

   Arda kendini zor tutuyordu. Dolaptan deri kayışlar aldı, Janset'in bacaklarını ardına kadar açtı, Çizmelerinin bileklerinden geçirdiği kayışları yatağının köşelerine sıkıca bağladı. Janset sessizce beklemeye başladı. Arda eline uzunca bir deri kırbaç aldı ve kölesinin çıplak göğüslerini ve kasıklarını dövmeye başladı. Janset boğuk çığlıklar kopardı, hüngür hüngür ağlamaya başladı. Deri kırbaç hassas göğüslerini dövdükçe daha çok ağladı, göz yaşları deri bandın altından yanaklarına aktı. Arda çok büyük haz duymuştu, kendi kendine içinden "Evet Janset, sen benim haz almam için yaratılmışsın kesinlikle" dedi.Genç kadın ise kırbacın darbelerinden kaçmaya çalışıyordu ama ne çelik kelepçeler ne de deri kayışlar ardına kadar açılmış uzuvlarına hareket imkanı tanımıyordu, çıplak gövdesi efendisinin karanlık arzularına karşı tamamen savunmasızdı. Janset'in elinden ağzındaki silikon topu ısırmaktan başka bir şey gelmezdi. Arda kontrolü kaybetmekte olduğunu anlayınca kadının üzerine atladı, Janset'in meme uçları artık pembe değil kıpkırmızıydılar ve bir çiçeğin açtı açacak tomurcukları gibi iri ve serttiler. Arda ağzını büyük bir iştahla kölesinin memeciklerine yapıştırdı ve emmeye başladı. Janset'in bütün vücudu uyarılmıştı ve meme uçlarında sırasıyla nemli teması hissetti. Arda zaman kaybetmedi ve kırbacının sapını Janset'in kadınlığına bir aşağı bir yukarı sürtmeye başladı. Genç kadını bir titreme aldı, ıslanmaya başladı istemsizce. Arda kırbacın sapını, hızlanarak ve sertleşerek, kızın kadınlığına sürtmeye devam etti ve kölesinin meme uçlarını, kulak memelerini ve alt dudağını emdi. Janset bedeninin her hücresinin canlandığını, vücudunun kontrolünü kaybettiğini hissetti; kendisini esir alıp hunharca kamçılayan bu adamın altında boşalmamalıydı kesinlikle. Ama Arda kırbacı sürttükçe genç kadının içindeki vahşi dişi tasmasını kopardı, coştu. Arda kölesinin kelepçeli ellerinin artık çırpınmadığını farketti; Janset şimdi tırnaklarını yastığına geçirmiş, kasıklarını da iyice kırbacın sapına dayamıştı. Genç kadın artık ağzındaki topu acısını bastırmak için değil, içinde serbest kalan vahşiyi doyurmak için ısırıyordu. Janset öpüşmek, ısırmak, yalamak, emmek istiyordu, salyaları akmıştı ama yapabileceği tek şey ağzındaki silikon topu ısırmaktı ve o bununla yetinecek kadar uslu bir kız değildi artık. Arda da kontrolünü kaybetti ve elindeki kırbacı savurup kölesinin içine girdi. Genç kadın efendisinin sertliğini içinde hissetti ve iyice gevşedi. Ama genç adam daha çok haz istiyordu, tekrar kölesinin sol meme ucuna ağzını dayadı ve Janset'in iyice sertleşmiş memeciğine dişlerini geçirdi! Genç kadın tekrar büyük bir acıyla irkildi, ama artık iş işten geçmişti. Janset'in utanması, korkusu geçmiş, tam anlamıyla gemi azıya almıştı. Hınçla ağzındaki topu ısırdı, kasıklarını efendisinin kasıklarına dayadı ve bir patlama oldu, genç kadın ter içinde boşaldı.

   Arda güçlükle yataktan kalkabildi. Öyle şiddetli boşalmıştı ki gözleri kararmıştı. Janset ise kesik kesik inliyordu. Arda içeri gitti ve birkaç dakika sonra döndü. "Şimdi kıpırdamadan uslu uslu yatacaksın burada" dedi Janset'in meme uçlarına ikişer madlen çikolata bırakırken "sessizce beni bekleyeceksin". İçeriden su sesleri geldi. 15 dakika kadar sonra Arda üzerinde bir bornozla içeri girdi tekrar, elinde metal mandallar vardı. Janset'in dağılmış ve terden sırılsıklam olmuş saçlarını okşadı nazikçe "Aferin sevgilim, hep böyle uslu ol" dedi. Memelerine bırakılan çikolatalar genç kadının vücut ısısıyla erimişti. Arda tahrik olmuştu yeniden, yavaşça Janset'in memelerinden çikolataları yalamaya başladı. Efendisi onu yalarken Janset de uyarılmıştı ve yeniden titremeye başlamıştı. "Şşş" diye fısıldadı Arda "Uslu dur" ve Janset'i emmeye devam etti. Genç kadının meme uçları artık fındık büyüklüğüne gelmişlerdi, yeterince hassas ve serttiler. Arda önce biraz sıkarak kölesinin iniltilerinden zamanın geldiğini anladı, sonra da vakit kaybetmeden yanında getirdiği metal mandalları kölesinin memeciklerine geçirdi. Janset yaşadığı acıyla yerinden sıçradı, boğuk bir çığlık kopardı ve acı acı ağlamaya başladı tekrar. Canı  yanmıştı. Arda Janset’e yaşattığı ıstırapla kendinden geçti, neredeyse kadına dokunmadan boşalacak gibi oldu. Janset ise sessizce ağlıyordu. Arda dolaptan deriden yapılmış bir monoglove çıkarttı, yatağa döndü ve kölesinin sol bileğindeki kelepçeyi çözdü. Janset serbest kalan eliyle hemen meme uçlarındaki mandalları çıkartmak için hamle yaptı; ancak çıkartmak için çekiştirince mandalların arası daha da kapandı, ve kadının ıstırabı yeni bir zirveye ulaştı. O sırada Arda kadının önce serbest sol elini monoglove’un içine soktu, kayışını gevşekçe bağladı,  sonra Janset’in diğer elini de kelepçeden kurtarıp aynı şekilde diğerinin yanına sokmak için hamle yaptı. Janset fırsat bu fırsat diye düşündü, sağ elini kaçırdı, başından göz bandını çıkarttı, yataktan kalkmak için doğruldu, ancak ayak bileklerinden hâlâ yatağa bağlıydı ve bacakları ardına kadar açıktı. Arda hazzın doruklarında olduğundan kölesini önce elinden kaçırdı. Janset diğer elini de kurtarıp ağzındaki topu çıkartmak için ensesindeki kayışlara hamle etti. Ancak bu sırada sahibi kendine geldi, ve Janset'in memelerine kenetlenmiş mandalları birbirine bağlayan zinciri sertçe çekti. Janset memelerinden mandalları çıkartmak için hamle yapınca Arda daha da kuvvetlice asıldı zincire "Sana uslu durmanı söylemiştim Janset" dedi tok bir sesle "Ama sen çok yaramaz bir kızsın ve yaramaz kızlara ceza verilir". Janset ıslak gözlerle sahibine baktı, ağzındaki topa rağmen konuşmaya çalıştı "nooolub yaabbaa, nooolub!". Arda kaşlarını çattı "Sana bana nasıl hitap etmen gerektiğini söylemiştim" dedi "ve yaramazlık yaparsan ne olacağını da". Genç adam kölesinin üzerine çullandı, kadının kollarını sırtında birleştirip monoglove’u bileklerine kadar geçirdi, fermuarı dirseklerine kadar çekti, omzundan kayışları geçirip kadının sırtında sıkıca bağladı. Janset'in kolları deri monoglove’un içinde hapsolmuşlardı ve vücudu artık daha da savunmasızdı.

   Arda kölesinin ayak bileklerindeki kayışları çözdü. Janset hemen bacaklarını toplayıverdi, elinden geldiğince kasıklarını örttü. Gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu, ama yine de hınçla bakıyordu Arda’ya. Kolları arkasında sımsıkı bağlıydı, savunmasızdı. Ağzındaki silikon top yüzünden kimseyi ısıramazdı. Hâlâ hırçındı ve sıkı bir disiplinden geçmesi gerekiyordu.  "Ayağa kalk" diye buyurdu Arda  "Dik dur ve bacaklarını aç!". Ayağa kalkınca önce bir dengesini bulmakta zorlandı Janset; kolları arkasında sımsıkı bağlıydı ve çizmelerinin topukları çok çok yüksekti, bacaklarını zorlukla araladı. Arda komodinden bir çift siyah renkli ipek kurdele ve bir tarak çıkarttı, kadının arkasına geçti ve yavaşça kölesinin dağılmış saçlarını taramaya başladı. Sonra nazikçe kölesinin simsiyah saçlarını topladı elleriyle ve gayet muntazam bir atkuyruğu yapıp, kurdeleyle sıkıca bağladı. “Bir daha saçlarını dağınık görmeyeyim bir tanem” dedi. Kölesi hazırdı artık. Arda Janset'in karşısına geçti tekrar. Genç kadın ürkekçe bakıyordu, meme uçları artık iyice uyuşmuştu. Adam kölesinin tasmasının ucundaki kancaya işaret parmağını geçirdi ve kölesini çekiştirerek oyuncak dolabının önüne getirdi. Janset 6” topukların üzerinde zorlukla dengede duruyordu. Arda Janset’e kırbaçları ve şaplakları gösterdi "Hangisini istersin?" diye sordu "İçindeki terbiyesiz kızı hangisiyle terbiye edeyim?" Janset tekrar boğuk boğuk inledi. Ama Arda arzu doluydu, iştahı kabarmıştı, büyükçe deri kaplı bir şaplak aldı eline, genç kadının kollarını yukarı kaldırdı, var gücüyle şaplağı çıplak kalçalarına vurdu. Köle kalçalarına inen şaplak darbeleriyle bütün apartmanı ayağa kaldırabilirdi rahatlıkla, ancak ağzındaki silikon top çığlıklarını duyulmaz kılıyordu. Janset  kolları bağlı, ağzı tıkalı bir biçimde çaresizce çırpınmaya inlemeye devam etti şaplaklanırken. Arda iyice coşmuş, büyük bir zevkle kölesini şaplaklıyordu. Diğer elini de genç kadının kasıklarına attı, nazikçe okşamaya başladı. Janset'in kalçaları şaplaklanmaktan kıpkırmızı olmuşlardı ve kadın sıkı sıkı topu ısırıyordu. Bir süre sonra Arda'nın parmakları köleyi uyarmayı başardı ve kadın tekrar ıslandı. Arda kölesini yatağa ittirdi. Janset yüzüstü yatağa düştü, efendisi de hemen üstüne çullanıp kadınını parmaklamaya devam etti. Janset'in iniltileri şaplak seslerini bastırmaya başlamıştı ki Arda kadının meme uçlarını kıstıran mandalları çıkartıverdi çabucak. Uyuşmuş meme uçlarına yeniden kan hücum edince Janset yine boğuk bir çığlık kopardı ve bu çığlığı boşalan gözyaşları takip etti. Arda zevkten bayılacak gibi oldu. Janset artık hüngür hüngür ağlayarak efendisinin önünde eğilmişti. Arda sert bir şekilde kadının bacaklarını iki yana açtı, kalçalarını yukarı doğru çevirdi ve kasıklarını kasıklarına yasladı "Bacaklarının arasındaki şeyin ne kadar tatlı olduğunu bilmiyorsun, öyle değil mi?". Janset yine efendisini içinde hissetti. Ama o da kontrolünü kaybetmişti. Meme uçlarının acısı onu bir nevî sarhoş etmişti. Uysal bir biçimde pozisyonu korumaya çalıştı. Ama Arda durmuyordu, kadını büyük bir istekle şaplaklıyor, içinde gidip geliyordu. Janset topu sıkı sıkı ısırdı ve kasıklarını iyice efendisinin kasıklarına yasladı. Arda hazzı bir üst seviyeye çıkartmaya kararlıydı; ama zevkten kadınını şaplaklayamaz olmuştu. Janset’in saçını çekmeye çalıştı. Janset ise topa dişlerini geçirdi, boğuk bir çığlık kopardı ve daha çok gidip gelen efendisine yaslandı. Arda’nın eli ayağı boşaldı. Janset'in göz yaşları ağzındaki topun kenarından akan salyalarına karışmıştı. Genç kadının gözü karardı, çığlık çığlığa topu ısırdı. İkisi de bütün güçlerini tüketirlercesine boşaldılar..

Janset - Savaş

  Arda bitkindi. Genç kadın onu heyecanlandırmış ve boşaltmıştı. Neredeyse tükenmiş hissediyordu. Zorlukla yataktan kalktı. Janset ise kesik...