Genç kadın yavaş yavaş kendine geliyordu. Akşam iş
çıkışı içkiyi biraz fazla kaçırmıştı belli ki, başı ağrıyordu. Tepesinde
sallanan lambanın ışığından rahatsız olmuştu. Yavaştan uyanırken çıkarttığı
belli belirsiz iniltilerle zincir şıngırtıları karışınca yan odada bekleyen
Arda irkildi. Sabırsızca bekliyordu 1 saattir, sesleri duyunca esirinin yanına
gitti. Heyecanı doruklardaydı. Elleri titreyerek odaya girdi. Janset 33 yaşındaydı ve bir apartmanın dairesinin loş
bir odasında bir yatağa sırtüstü uzanmış, elleri kelepçelenmişti.
Genç kadın uyanınca durumu fark etti; kolları ardına kadar
açılmış, elleri yatağın parmaklıklarının en ucundaki demirlere kelepçelenmişti.
Çırılçıplaktı. Üzerinde yalnızca siyah renk bir jartiyer takımı vardı ve
incecik çorapları da kaçmıştı. Birden çırpınmaya başladı ve bağırmaya çalıştı.
Arda hemen esirinin üzerine atladı ve eliyle ağzını kapadı. Janset deli gibi
çırpınıyordu, bileklerini çelik kelepçelerden kurtarmaya çalışıyordu, ama
nafile. Arda kadının kulağına eğilip "Sakin ol küçüğüm" diye
fısıldadı kölesinin bacaklarını okşarken, "hemen yorma kendini, daha
buradan çıkmana çok var". Genç kadın adamın gözlerindeki arzuyu görünce
daha çok çırpınmaya başladı, çaresizce çelik kelepçelere var gücüyle asıldı.
Arda aşırı uyarılmıştı, serbest eliyle kadının çıplak memelerini okşadı
yavaşça, Janset'in meme uçları koyu pembeydi, "Ne kadar da canlılar".
Genç adam esirinin meme uçlarını yavaşça sıktı, çekiştirdi. Janset daha çok
çırpındı, boğuk bir çığlık kopardı. "Hassas görünüyorlar" dedi Arda,
"umarım çok hassaslardır küçüğüm, ne kadar hassas olurlarsa o kadar kolay
itaat edersin efendine". Janset korkmuştu, çırpınmaya devam etti.
"Ben senin ihtiyacın olan şeyi biliyorum bebeğim" diye fısıldadı
Arda, yatağın yanı başındaki komodinden siyah renkli ağız topunu çıkartırken,
"Her bebek gibi sen de emziğini istiyorsun, al bakalım küçüğüm". Janset
silikon topu görünce hemen tanıdı: bunu daha önce birkaç filmde görmüştü ve
bununla ağzı tıkanmış kadınların başlarına gelenleri de! "Al bakalım
sevgilim" dedi Arda genç kadının ağzına topu tıkarken. Genç adam topun
kayışlarını kölesinin ensesinden ve çenesinin altından bağlarken gözlerinden
iştah akıyordu. Janset bütün itirazlarına ve çırpınışlarına karşın topu ağzına
almıştı ve karşısındaki adam için bir arzu nesnesine dönüşmüştü.
"Çok vahşisin" dedi Arda yataktan kalkıp oyuncak
dolabına giderken, "Ama merak etme ben senin gibi kızları nasıl terbiye
edeceğimi çok iyi bilirim". Janset yatağın yanındaki dolap açılınca
içindekilere şaşkınlık ve korku içinde baktı: çeşit çeşit kırbaçlar, şaplaklar,
kayışlar, tasmalar, zincirler, vibratörler ve daha bir dolu ürkütücü metal ve
deri aksesuar vardı. Arda oyuncaklarına bakıp bakıp daha da çok arzu
biriktiriyordu, yatağında çaresizce kıvranan bir esiri vardı ve onunla istediği
oyunu oynayabilirdi! Önce bir deri göz bandı aldı ve çabucak kadının başına
geçirdi. Janset gözlerine karanlık inmeden önce yine çırpındı, ağzındaki topun
izin verdiği ölçüde itiraz etti. "Sana sürpriz yapmak istiyorum
bebeğim" dedi Arda. Genç kadın teslim olmuyordu bir türlü ve sürekli
çırpınıyordu, ama tıkalı ağzından anlamsız iniltiler çıkıyordu. Silikon top onu
susturamamıştı ama konuşmasına da izin vermiyordu. Arda yaladığı başparmağını
kölesinin alt dudağında gezdirerek "Şşş... Sessiz ol bebeğim... Buraya
konuşmaya değil... Sevişmeye geldik" dedi heyecandan kesik kesik. Janset
dudaklarına bordo renk bir ruj sürmüştü ve bu ona bir olgunluk, ve -Arda'ya
göre- kadınlık katmıştı. "Senin gibi bir genç kadının yaramazlık yapmasını
doğru bulmuyorum" dedi Arda, hâlâ çok heyecanlıydı, "Çok
terbiyesizce". Arda dolaptan çıkarttığı rugan çizmeleri kölesinin
bacaklarına giydirdi ve fermuarlarını çekti, tokalarını bağladı. Fermuar tokalarına
birer asma kilit taktı. Çizmeler Janset'in dizlerinin biraz üstünü örtüyordu ve
sivri topukları çok yüksekti. Genç adam esirinin bunlarla koşamayacağını veya
tekme atamayacağını biliyordu, bu çizmeleri giyen bir kadın yalnızca eğilebilir
veya bacaklarını aralayabilirdi. Sıra tasmaya gelmişti: Arda'nın elleri
titriyordu, kölesi elleri kelepçeli, ağzı tıkalı, gözleri bağlı sere serpe o
yataktaydı, sahibinin arzularını doyurmak için çaresizce bekliyordu. Arda
incecik bir kemere benzeyen deri tasmayı Janset'in beyaz gerdanına taktı,
sıkıca gerip kayışları kopçaladı. Yavaşça kadının yanaklarına, gerdanına
öpücükler kondurdu. Sonra kölesinin yüzüne eğildi, Janset göremese de genç
adamın burnunun dibinde olduğunu hissedebiliyordu. "Şu andan itibaren
benim kölemsin" dedi Arda sert ama sakin bir ses tonuyla "Bana
'Efendim' diye hitap edeceksin ve emirlerime mutlak itaat edeceksin",
tekrar Janset'in meme uçlarıyla oynamaya başlamıştı "Eğer itaat etmezsen,
isyan edersen, veya itiraz edersen" elleri şimdi de kadının çıplak
kasıklarına inmişti "Ve bana 'Efendim' diye hitap etmezsen canını çok
yakarım, ve emin ol bundan çok büyük zevk alırım". Janset korkmuştu,
çırpınmaya başladı tekrar çaresizce, daha birkaç saat önce arkadaşlarıyla
eğlenirken şimdi tek bir ampulün aydınlattığı loş bir odada, tanımadığı bir
adamın kölesi, fantezilerinin oyuncağı olmuştu. "Anlaşıldı mı Janset?"
diye sordu Arda kemerini çıkarırken. Janset boğuk iniltiler çıkartmaya devam
ediyordu, ama Arda'nın çok sabrı kalmamıştı; var gücüyle kemerini Janset'in
çıplak kasıklarına savurdu. Sert deri genç kadının hassas tenini dağladı, öyle
ki Janset'in gözünden yaş geldi, tıkalı ağzıyla "Eed... Eeeed
eeeendib" diyebildi.
Arda kendini zor tutuyordu. Dolaptan deri kayışlar aldı, Janset'in
bacaklarını ardına kadar açtı, Çizmelerinin bileklerinden geçirdiği kayışları
yatağının köşelerine sıkıca bağladı. Janset sessizce beklemeye başladı. Arda
eline uzunca bir deri kırbaç aldı ve kölesinin çıplak göğüslerini ve
kasıklarını dövmeye başladı. Janset boğuk çığlıklar kopardı, hüngür hüngür
ağlamaya başladı. Deri kırbaç hassas göğüslerini dövdükçe daha çok ağladı, göz
yaşları deri bandın altından yanaklarına aktı. Arda çok büyük haz duymuştu,
kendi kendine içinden "Evet Janset, sen benim haz almam için yaratılmışsın
kesinlikle" dedi.Genç kadın ise kırbacın darbelerinden kaçmaya çalışıyordu
ama ne çelik kelepçeler ne de deri kayışlar ardına kadar açılmış uzuvlarına
hareket imkanı tanımıyordu, çıplak gövdesi efendisinin karanlık arzularına
karşı tamamen savunmasızdı. Janset'in elinden ağzındaki silikon topu ısırmaktan
başka bir şey gelmezdi. Arda kontrolü kaybetmekte olduğunu anlayınca kadının
üzerine atladı, Janset'in meme uçları artık pembe değil kıpkırmızıydılar ve bir
çiçeğin açtı açacak tomurcukları gibi iri ve serttiler. Arda ağzını büyük bir
iştahla kölesinin memeciklerine yapıştırdı ve emmeye başladı. Janset'in bütün
vücudu uyarılmıştı ve meme uçlarında sırasıyla nemli teması hissetti. Arda
zaman kaybetmedi ve kırbacının sapını Janset'in kadınlığına bir aşağı bir
yukarı sürtmeye başladı. Genç kadını bir titreme aldı, ıslanmaya başladı
istemsizce. Arda kırbacın sapını, hızlanarak ve sertleşerek, kızın kadınlığına
sürtmeye devam etti ve kölesinin meme uçlarını, kulak memelerini ve alt
dudağını emdi. Janset bedeninin her hücresinin canlandığını, vücudunun
kontrolünü kaybettiğini hissetti; kendisini esir alıp hunharca kamçılayan bu
adamın altında boşalmamalıydı kesinlikle. Ama Arda kırbacı sürttükçe genç kadının
içindeki vahşi dişi tasmasını kopardı, coştu. Arda kölesinin kelepçeli
ellerinin artık çırpınmadığını farketti; Janset şimdi tırnaklarını yastığına
geçirmiş, kasıklarını da iyice kırbacın sapına dayamıştı. Genç kadın artık
ağzındaki topu acısını bastırmak için değil, içinde serbest kalan vahşiyi
doyurmak için ısırıyordu. Janset öpüşmek, ısırmak, yalamak, emmek istiyordu,
salyaları akmıştı ama yapabileceği tek şey ağzındaki silikon topu ısırmaktı ve
o bununla yetinecek kadar uslu bir kız değildi artık. Arda da kontrolünü
kaybetti ve elindeki kırbacı savurup kölesinin içine girdi. Genç kadın
efendisinin sertliğini içinde hissetti ve iyice gevşedi. Ama genç adam daha çok
haz istiyordu, tekrar kölesinin sol meme ucuna ağzını dayadı ve Janset'in iyice
sertleşmiş memeciğine dişlerini geçirdi! Genç kadın tekrar büyük bir acıyla
irkildi, ama artık iş işten geçmişti. Janset'in utanması, korkusu geçmiş, tam
anlamıyla gemi azıya almıştı. Hınçla ağzındaki topu ısırdı, kasıklarını
efendisinin kasıklarına dayadı ve bir patlama oldu, genç kadın ter içinde
boşaldı.
Arda güçlükle yataktan kalkabildi. Öyle şiddetli boşalmıştı ki
gözleri kararmıştı. Janset ise kesik kesik inliyordu. Arda içeri gitti ve
birkaç dakika sonra döndü. "Şimdi kıpırdamadan uslu uslu yatacaksın
burada" dedi Janset'in meme uçlarına ikişer madlen çikolata bırakırken
"sessizce beni bekleyeceksin". İçeriden su sesleri geldi. 15 dakika
kadar sonra Arda üzerinde bir bornozla içeri girdi tekrar, elinde metal
mandallar vardı. Janset'in dağılmış ve terden sırılsıklam olmuş saçlarını
okşadı nazikçe "Aferin sevgilim, hep böyle uslu ol" dedi. Memelerine
bırakılan çikolatalar genç kadının vücut ısısıyla erimişti. Arda tahrik olmuştu
yeniden, yavaşça Janset'in memelerinden çikolataları yalamaya başladı. Efendisi
onu yalarken Janset de uyarılmıştı ve yeniden titremeye başlamıştı.
"Şşş" diye fısıldadı Arda "Uslu dur" ve Janset'i emmeye
devam etti. Genç kadının meme uçları artık fındık büyüklüğüne gelmişlerdi,
yeterince hassas ve serttiler. Arda önce biraz sıkarak kölesinin iniltilerinden
zamanın geldiğini anladı, sonra da vakit kaybetmeden yanında getirdiği metal
mandalları kölesinin memeciklerine geçirdi. Janset yaşadığı acıyla yerinden
sıçradı, boğuk bir çığlık kopardı ve acı acı ağlamaya başladı tekrar. Canı yanmıştı. Arda Janset’e yaşattığı ıstırapla
kendinden geçti, neredeyse kadına dokunmadan boşalacak gibi oldu. Janset ise sessizce
ağlıyordu. Arda dolaptan deriden yapılmış bir monoglove çıkarttı, yatağa döndü
ve kölesinin sol bileğindeki kelepçeyi çözdü. Janset serbest kalan eliyle hemen
meme uçlarındaki mandalları çıkartmak için hamle yaptı; ancak çıkartmak için
çekiştirince mandalların arası daha da kapandı, ve kadının ıstırabı yeni bir
zirveye ulaştı. O sırada Arda kadının önce serbest sol elini monoglove’un içine
soktu, kayışını gevşekçe bağladı, sonra
Janset’in diğer elini de kelepçeden kurtarıp aynı şekilde diğerinin yanına
sokmak için hamle yaptı. Janset fırsat bu fırsat diye düşündü, sağ elini
kaçırdı, başından göz bandını çıkarttı, yataktan kalkmak için doğruldu, ancak
ayak bileklerinden hâlâ yatağa bağlıydı ve bacakları ardına kadar açıktı. Arda
hazzın doruklarında olduğundan kölesini önce elinden kaçırdı. Janset diğer
elini de kurtarıp ağzındaki topu çıkartmak için ensesindeki kayışlara hamle
etti. Ancak bu sırada sahibi kendine geldi, ve Janset'in memelerine kenetlenmiş
mandalları birbirine bağlayan zinciri sertçe çekti. Janset memelerinden
mandalları çıkartmak için hamle yapınca Arda daha da kuvvetlice asıldı zincire
"Sana uslu durmanı söylemiştim Janset" dedi tok bir sesle "Ama
sen çok yaramaz bir kızsın ve yaramaz kızlara ceza verilir". Janset ıslak
gözlerle sahibine baktı, ağzındaki topa rağmen konuşmaya çalıştı "nooolub
yaabbaa, nooolub!". Arda kaşlarını çattı "Sana bana nasıl hitap etmen
gerektiğini söylemiştim" dedi "ve yaramazlık yaparsan ne olacağını
da". Genç adam kölesinin üzerine çullandı, kadının kollarını sırtında
birleştirip monoglove’u bileklerine kadar geçirdi, fermuarı dirseklerine kadar
çekti, omzundan kayışları geçirip kadının sırtında sıkıca bağladı. Janset'in
kolları deri monoglove’un içinde hapsolmuşlardı ve vücudu artık daha da
savunmasızdı.
Arda kölesinin ayak bileklerindeki kayışları çözdü. Janset hemen bacaklarını
toplayıverdi, elinden geldiğince kasıklarını örttü. Gözleri ağlamaktan
kıpkırmızı olmuştu, ama yine de hınçla bakıyordu Arda’ya. Kolları arkasında sımsıkı
bağlıydı, savunmasızdı. Ağzındaki silikon top yüzünden kimseyi ısıramazdı. Hâlâ
hırçındı ve sıkı bir disiplinden geçmesi gerekiyordu. "Ayağa kalk" diye buyurdu Arda "Dik dur ve bacaklarını aç!". Ayağa
kalkınca önce bir dengesini bulmakta zorlandı Janset; kolları arkasında sımsıkı
bağlıydı ve çizmelerinin topukları çok çok yüksekti, bacaklarını zorlukla
araladı. Arda komodinden bir çift siyah renkli ipek kurdele ve bir tarak
çıkarttı, kadının arkasına geçti ve yavaşça kölesinin dağılmış saçlarını
taramaya başladı. Sonra nazikçe kölesinin simsiyah saçlarını topladı elleriyle
ve gayet muntazam bir atkuyruğu yapıp, kurdeleyle sıkıca bağladı. “Bir daha
saçlarını dağınık görmeyeyim bir tanem” dedi. Kölesi hazırdı artık. Arda Janset'in
karşısına geçti tekrar. Genç kadın ürkekçe bakıyordu, meme uçları artık iyice
uyuşmuştu. Adam kölesinin tasmasının ucundaki kancaya işaret parmağını geçirdi
ve kölesini çekiştirerek oyuncak dolabının önüne getirdi. Janset 6” topukların
üzerinde zorlukla dengede duruyordu. Arda Janset’e kırbaçları ve şaplakları
gösterdi "Hangisini istersin?" diye sordu "İçindeki terbiyesiz
kızı hangisiyle terbiye edeyim?" Janset tekrar boğuk boğuk inledi. Ama
Arda arzu doluydu, iştahı kabarmıştı, büyükçe deri kaplı bir şaplak aldı eline,
genç kadının kollarını yukarı kaldırdı, var gücüyle şaplağı çıplak kalçalarına
vurdu. Köle kalçalarına inen şaplak darbeleriyle bütün apartmanı ayağa
kaldırabilirdi rahatlıkla, ancak ağzındaki silikon top çığlıklarını duyulmaz
kılıyordu. Janset kolları bağlı, ağzı tıkalı bir biçimde çaresizce
çırpınmaya inlemeye devam etti şaplaklanırken. Arda iyice coşmuş, büyük bir
zevkle kölesini şaplaklıyordu. Diğer elini de genç kadının kasıklarına attı, nazikçe
okşamaya başladı. Janset'in kalçaları şaplaklanmaktan kıpkırmızı olmuşlardı ve
kadın sıkı sıkı topu ısırıyordu. Bir süre sonra Arda'nın parmakları köleyi
uyarmayı başardı ve kadın tekrar ıslandı. Arda kölesini yatağa ittirdi. Janset
yüzüstü yatağa düştü, efendisi de hemen üstüne çullanıp kadınını parmaklamaya
devam etti. Janset'in iniltileri şaplak seslerini bastırmaya başlamıştı ki Arda
kadının meme uçlarını kıstıran mandalları çıkartıverdi çabucak. Uyuşmuş meme
uçlarına yeniden kan hücum edince Janset yine boğuk bir çığlık kopardı ve bu
çığlığı boşalan gözyaşları takip etti. Arda zevkten bayılacak gibi oldu. Janset
artık hüngür hüngür ağlayarak efendisinin önünde eğilmişti. Arda sert bir
şekilde kadının bacaklarını iki yana açtı, kalçalarını yukarı doğru çevirdi ve
kasıklarını kasıklarına yasladı "Bacaklarının arasındaki şeyin ne kadar
tatlı olduğunu bilmiyorsun, öyle değil mi?". Janset yine efendisini içinde
hissetti. Ama o da kontrolünü kaybetmişti. Meme uçlarının acısı onu bir nevî
sarhoş etmişti. Uysal bir biçimde pozisyonu korumaya çalıştı. Ama Arda
durmuyordu, kadını büyük bir istekle şaplaklıyor, içinde gidip geliyordu. Janset
topu sıkı sıkı ısırdı ve kasıklarını iyice efendisinin kasıklarına yasladı.
Arda hazzı bir üst seviyeye çıkartmaya kararlıydı; ama zevkten kadınını
şaplaklayamaz olmuştu. Janset’in saçını çekmeye çalıştı. Janset ise topa dişlerini
geçirdi, boğuk bir çığlık kopardı ve daha çok gidip gelen efendisine yaslandı. Arda’nın
eli ayağı boşaldı. Janset'in göz yaşları ağzındaki topun kenarından akan
salyalarına karışmıştı. Genç kadının gözü karardı, çığlık çığlığa topu ısırdı. İkisi
de bütün güçlerini tüketirlercesine boşaldılar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder