Elli altı... Elli yedi... Elli sekiz... Elli dokuz... Ve tekrar geliyordu; Janset'in altındaki yumurta kadının bütün bedenini canlandırarak titremeye başladı. Genç kadın sahibinin zindanından çıktığından beri her saat başı bu şekilde uyarılıyordu. Arda Janset'e ipek bir külot giydirmişti onu çözmeden önce. Külodunun içine de yumurta biçiminde bir vibratör yerleştirmişti. Bu vibratör otomatik olarak her saat başı titremeye başlıyor, bir dakika boyunca şiddetini arttırarak titriyor, Janset'i de titretiyor ancak kadını tatmin edemeden hemen duruyordu. Janset'in artık eli ayağı tutmaz olmuştu. Bedeni iyice gevşemiş, teni sürekli uyarılmaktan iyice yumuşamış, açık pembe bir renk almıştı. Meme uçları ve dudakları o kadar koyu bir renk almışlardı ki, Janset gizlemek için dudaklarına bordo rujunu sürmüştü yine. Külottan ve içindeki yumurtadan kurtulmak için çıldırıyordu. Ancak ipek külot kilitliydi. Aslında Janset böyle bir şeyi daha önce de görmüştü, tecavüzcülere karşı korunmak için kadınlar böyle şeyler giyiyorlardı, ancak genç kadın anahtar başkasında olduğunda bunun ne kadar korkunç bir işkence aletine dönüşebileceğini şimdi yaşayarak acı bir biçimde fark etmişti. Külodunun bir fermuarı vardı ve ihtiyaçlarını görmesine izin veriyordu, ancak hiçbir biçimde vajinasına, onu her saat başı şiddetle uyaran vibratöre ulaşmasına imkan vermiyordu. Ne uyarılmaktan kurtulabiliyor, ne de kendini boşaltabiliyordu. Janset Arda'nın kölesi olmuştu.
Genç kadın efendisinin apartmanının önünde durdu ve en alt zili çaldı. Bir yandan da etrafına bakınıyordu. Paranoyak biri değildi ancak yol boyunca herkes onu seyretmişti. Bu da gayet normaldi; Janset'in üzerinde siyah renk, pileli bir lise eteği vardı ve bacaklarını saran incecik çorapların arkasındaki dikiş izlerini görenler kısacık eteğinin altına jartiyer giydiğini de tahmin edebiliyorlardı. Janset gerçekten de fantezi dergilerinden fırlamışçasına, liseli gibi giyinmiş, saçlarını da Arda'nın saçlarını bağladığı kurdelayla sıkıca at kuyruğu biçiminde toplamıştı. Ancak kendisi liseli değildi, 33 yaşındaydı. Bu da onu daha da çıtır yapıyordu. Sürekli uyarılmaktan memeleri dimdik olmuştu ve dar kesim bembeyaz gömleğinin altından patlamaya hazır bir çift bomba gibi görünüyorlardı. O kadar baştan çıkarıcıydı ki onu gören her erkek onu gözleriyle soyuyordu. Utançtan, yol boyunca yüzü kıpkırmızı olmuştu.
Apartman otomatiği açıldı, Janset merdivenlerden aşağı inip bodrum kattaki daireye girdi. Evin kapısı açıktı ama kapıda kimse yoktu. Genç kadın içeri girip kapıyı örttü, soldaki odaya doğru yöneldi. Burası "zindan"dı. Janset geçen sefer bu zindanda uyanmış, saatlerce Arda'nın kölesi olarak işkence görmüş ve tecavüze uğramıştı. Şimdi de altındaki külodun esareti aldında sahibinin istediği gibi giyinip, zindanına dönmüştü. Odanın kapısında bir A4 kağıt asılıydı ve üzerinde şöyle yazıyordu:
ORAL SESSION - 22:00
EXAM - 22:20
Janset istemsizce gülümsedi. Ağzına güveniyordu ve Arda'yı nasıl yenebileceğini göstermişti. Ancak yine de güçsüzdü. Arkadan gelen tok sesle irklidi: "Hoşgeldin Janset", adam ellerini kölesinin yanaklarına koydu, başparmaklarını kadının alt dudağında gezdirmeye başladı, "Sabırsızlıkla dönmeni bekliyordum". Erkeğinin dokunmasıyla Janset'in dizleri titredi. Arzuyla dolmuştu. "Tasman nerede küçük hanım?" diye sordu Arda. Janset'in gözleri dehşetle açıldı, tasmasını çıkartmaması gerekiyordu, ancak şehrin ortasında liseli gibi gezerken tasma da takamayacağı için Arda'nın evine kadar çantasında getirmişti. Ancak girmeden önce takmayı unutmuştu. Korkuyla dudağını ısırdı. Genç adam kölesine yaklaştı, kızın başını avuçlarının arasına aldı ve kölesine arzuyla baktı, "Sen beni baştan çıkartmaya mı çalışıyorsun Janset?". Genç kadına bordo ruj çok yakışıyordu ve daha deminki panikle dudağını ısırınca da efendisi tahrik olmuştu, "Makyaj yapmanın yasak olduğunu bilmiyor musun?" Arda şimdi baş parmaklarını kızın alt dudağında gezdiriyordu. Janset özür dileyecek gibi oldu, ancak sonra bir anda yaptığı daha büyük bir hatanın farkına vardı ve başını eğdi, bacaklarını hafifçe araladı. Arda "tasmanı ver!" diye buyurdu. Genç kadın ürkekçe tasmasını çıkarıp verdi. Janset hâlâ yere bakıyordu ama Arda'nın cebinden kelepçe çıkarttığını gördü. Genç kadın tereddütsüz ellerini efendisine uzattı. Aslında bu bir taktikti ama Arda anlamıştı. Janset'in bileklerini sıkıca tuttu, kadının kollarını sırtında buluşturdu, ters kelepçeledi kölesini. Genç kadın elleri arkadan kelepçelenince tamamen savunmasız kaldı. özellikle de hassas memeleri. Arda elinde tuttuğu tasmayı kölesinin boynuna taktı, sıkıca kopçaladı, sonra genç kadının sağ kulağına eğilip "Şimdi ağzına bir şey koyacağım ve sen de uslu bir kız olacaksın." dedi. Arda ellerini Janset'in omuzlarına koydu ve kuvvetlice aşağıya doğru bastırdı. Genç kadın direnmedi ve diz çöktü. Silikon topu bekliyordu. Ancak öyle olmadı: Arda kenarlarından deri kayışlar sarkan çelik bir halka çıkarttı. Janset bunun ne olduğu ve "oral session"ın nasıl gerçekleşeceğini anlamıştı. Arda tam kontrol istiyordu: halkayı Janset'in dişlerinin arasına oturttu, kayışlarını kadının ensesinde sıkıca bağladı. Sonra kendi soyundu. Janset efendisinin çıplak kasıklarıyla burun buruna geldi, sonra başını kaldırıp Arda'nın gözlerine baktı. Tamamen bir zevk objesine dönmüştü. Kışkırtıcı bir kılıkta, elleri kelepçeli, ağzı ardına kadar açıktı. Arda hiç vakit kaybetmeden genç kadının başını sıkıca kavradı ve kölesinin ağzına dayandı, "Gözlerimin içine bak Janset!" Janset adamın gözlerine dikti gözlerini ve ağzıyla gidip gelmeye başladı. Arda genç kadının ağzında hemen sertleşmişti, Janset büyük bir iştahla saldırıyordu efendisine. Genç adam iki eliyle sıkıca tuttu kadının kafasını, yavaşça kölesinin saçlarını, yanaklarını okşamaya başladı "Aferin Janset, işte böyle, işte böyle..." dedi, "Ooohh... sen ne tatlı dilliymişsin...". Janset elleri kelepçeli ve ağzında halka bağlı olmasa efendisine ne yapacağını biliyordu da şimdilik bir an önce o külottan kurtulup zindandan çıkmaya bakmalıydı. birkaç dakika sonra Arda inleyerek kölesinin ağzına boşaldı "Oooohhh... Janset... Çok tatlıymışsın..." dedi kesik kesik zevk içinde. "Oral" kısım bitmişti...
Arda kölesini tasmasından çekti, ayağa kaldırdı. Nazikçe genç kadının ensesindeki kopçayı çözdü, ağzını açık bırakan çelik halkayı çıkarttı. Sonra cebinden çıkarttığı anahtarla kelepçeleri çözdü, "İçeri geç" dedi. Janset kapıdan içeri girince zindanı biraz değişmiş buldu; geçen sefer kırbaçlandığı yatak köşeye çekilmiş, onun yerine kolçaklarında ve ayaklarında deri kayışlar ve kelepçeler bulunan bir sorgu iskemlesiyle bir de küçük masa konmuştu. Arda kölesine bir bardak su uzattı, kadın bir dikişte içti, sonra bir bardak daha içti. Sonra "Sınava hazır mısın?" diye sordu genç kadına efendisi, "Evet efendim" diye yanıtladı köle. Arda kadının başını okşadı, yavaşça aşağı eğdi ve "Bir daha ben izin vermeden konuşma" dedi, "Şimdi kopya araması yapacağım, sonra da sınava başlayabilirsin, gömleğini aç!" Janset itaatkar bir biçimde gömleğinin düğmelerini çözüp, açtı, efendisine asıl görmeyi istediği şeyi, siyah sutyenini gösterdi. Arda bir dakika kadar kölesinin göğüslerini avuçladı, okşadı, sutyenin üzerinden meme uçlarını buldu. "Tamam gömleğini tekrar giy ve eteğinin içine sok!" dedi, "Şimdi de eteğini kaldır bakalım". Janset denileni yaptı, gömleğinin düğmelerini ilikledi, eteğinin içine düzgün bir biçimde soktu ve zaten bacaklarını neredeyse tamamen açıkta bırakan kısacık eteğini yukarı, beline kadar sıyırdı. Arda cebinden bir manyetik anahtar çıkarttı, Janset'i esir alan külodun kilitlerini açtı, ipek külodu sıyırdı. İşte oradaydı; Janset bütün dişiliyle, sırılsıklam karşısındaydı. Sürekli uyarılmaktan gevşemiş, genişlemiş, kızarmıştı. Arda çok tahrik olmuştu. Kölesi kelepçeli, savunmasızdı ve bacaklarının arasındaki şey yanıyordu, tek yapması gereken genç kadının üzerine atlamaktı. Janset'in de sevişmek için kudurduğundan emindi. Onun yerine işini yapmaya devam etti; genç kadının bacaklarını okşadı, jartiyerinin kopçalarını kontrol etti, sonra da eteğini düzeltti. Genç adam başparmağını kölesinin diz kapağının hemen üstüne koyup karışını açtı, serçe parmağı kumaş eteğe değiyordu. "Bu etek neden bu kadar uzun!?" diye sordu kölesine. Genç kadın bocaladı, daha ne kadar kısa olacaktı ki? "En kısası buydu hocam" diyordu ki Arda kadının dudaklarını işaret parmağıyla kapadı "Şşş... Bir daha ben izin vermeden konuşmayacaksın Janset, bir daha uyarmayacağım seni!" dedi, parmağını kölesinin ağzına soktu, yanağının içinde biraz gezdirdi, önce alt sonra da üst dudağını çok yavaşça okşadı, "Şimdi geç otur şuraya da bakalım çalışmış mısın sınavına, onu görelim."
Janset iskemleye oturdu, kağıda baktı. Arda onu öğrencisi yapacağını söylemişti ancak bir sınavdan söz etmemişti. Janset de herhangi bir hazırlık yapmamıştı. Ancak uslu bir kız olursa kamçılanmaktan kurtulabileceğini düşünüyordu. Kağıttaki soruları incelerken Arda da nazikçe başını okşuyordu. Janset daha da tahrik olmuştu; efendisinin üzerinde kurduğu tahakkümü bütün hücreleriyle hissediyordu. Arda birden elini kadının dizine koydu, bacağını okşayarak içerilere doğru gitti, eteğini hafifçe sıyırdı. Janset hâlâ sınavına odaklanmaya çalışıyordu, ama arzusu taşmak üzereydi. Kırbaçlanmaktan çok korkuyordu. Arda genç kadının eteğini sıyırıp, jartiyerinin kopçasının altına sıkıştırılmış küçük bir kağıt parçasını gösterdi Janset'e "Bu nedir küçük hanım?" Janset dehşet ve şaşkınlıkla kağıt parçasına baktı, nereden gelmişti o salak kağıt? Kopya falan hazırlamamıştı, Arda bacaklarını kontrol ederken yerleştirmiş olmalıydı. Genç kadın ürkekçe efendisine baktı ve istemeden yine dudağını ısırdı. Arda bir anda arzuyla doldu, "Ayağa kalk Janset" dedi, "Ben gelene kadar çizmelerini giymiş ol bebeğim, disipline gidiyorsun!", kölesine yatağın dibindeki çizmeleri gösterdi. Janset ağlayacak gibi oldu; efendisi ne dediyse yapmıştı: onun istediği gibi giyinmiş, ona dönmüş, ona oral seks yapmış, onun istediği gibi sınava girmişti ama yine de cezadan kaçamamıştı! Janset gitti, yatağın başına oturdu, yavaşça çizmeleri giydi, fermuarlarını çekti, tokalarını bağladı, ayağa kalktı. Geçen seferki gibi güçlükle ayakta durabiliyordu. Arda içeri girdi tekrar masaya kelepçeleri, siyah silikon ağız topunu ve çelik meme mandallarını bıraktı. Janset ürkek adımlarla masaya yaklaştı, başını eğdi. Arda nazikçe işaret parmağıyla kölesinin çenesine dokundu, başını kaldırdı ve mandalları gösterip "Şimdi gömleğini, sutyenini çıkart ve bunları memelerine tak" dedi sakince. Janset dehşete düşmüştü; geçen sefer metal mandallar onun bütün direncini kırmıştı, bunu kendine yapamazdı. ürkekçe gömleğinin iliklerini çözüp, çıkarttı yine de. Sutyeninin kopçasını açarken elleri titriyordu korkudan. Mandalların takılı olduğu zinciri aldı, sol meme ucuna doğru götürdü. Janset'in meme uçları yumuşamışlardı. Metal mandallar tam tutamadılar. Genç kadın "Olmuyor" diyecek gibi oldu ama Arda müdahale etti: "Bekle bir saniye", adam şimdi ağzında ıslattığı parmaklarını kölesinin meme uçlarının çevresinde gezdirmeye başlamıştı. Janset sahibini hassas teninde hissedince tekrar uyarıldı istemeden, birkaç saniye içerisinde genç kadının meme uçları yine sertleştiler, fındık gibi oldular. Arda heyecanlandı, mandalları aldı, Janset'in memeciklerine takmak için hamle yaptı ama genç kadın bir refleksle ellerini göğüslerine götürdü, kendini savunmaya çalıştı. Arda arzuyla doldu, kelepçeleri alıp, çabuk ve sert bir şekilde kölesinin ellerini arkasında kelepçeledi, crrrrt... klik! Janset'in meme uçları çıplaktı ve tamamen savunmasızdı. Arda mandallardan birini genç kadının sol meme ucuna takınca Janset "Ayyy!" diye bir çığlık kopardı. Arda zevkten bayılacak gibi oldu, gerçekten çok tatlı bir çığlıktı ve adam tatmin olmuştu. Ama kölesinin çok fazla ses çıkartmasına izin veremezdi; siyah silikon topu çabuk bir biçimde kölesinin ağzına tıktı, kayışları sıkıca ensesinde bağladı. Janset başını iki yana sallayıp "Mmmmmfhh!" diye inlemeye başladı, ama artık ne yapabilirdi ki, kelepçelerden kurtulamazdı, çığlık atıp yardım çağıramazdı. Arda önce genç kadının sol memeciğine taktığı mandalı çıkarttı, genç kadının meme uçlarını tekrar şehvetle ovalamaya başladı. Janset'in iyice gevşediğini, meme uçlarının ise tekrardan dimdik olduğunu görünce de birden seri bir hamleyle mandalları takıverdi. Janset tekrar boğuk bir çığlık kopardı, soğuk çelik meme uçlarını kıstırmıştı ve canı çok yanıyordu, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı, topuklarını yere vurdu. Kölesinin çektiği bu ıstırap karşısında Arda aşırı tahrik oldu, öyle ki o an boşalabilirdi. Genç adam kadınının başını tuttu sıkıca ve omzuna bastırdı. Janset kendisini soyup, kelepçeleyip, mandallayan erkeğin omzunda çaresizce hüngür hüngür ağlamaya başladı. Belden yukarısı çırılçıplaktı, yalnızca bileklerindeki kelepçeler, meme uçlarındaki mandallar ve saçındaki kurdela... Bir yerden sonra, genç kadın topuklarını vurmayı bıraktı, sakinleşir gibi oldu, ama ağlamaya devam etti. Hayatta canını daha çok yakan bir şey olmamıştı. "Bir daha kopya çekme tamam mı Janset?" dedi efendisi, "Kopya çok kötü bir şeydir". Genç kadın öfke ve acıyla bir çığlık daha kopardı ama nafile; gözyaşları tıkalı ağzından yayılan salyalarına karışmıştı ve makyajı akmaya başlamıştı. Janset ağladıkça Arda daha da iştahlandı. Genç kadın efendisinin kasıklarındaki kabartıyı hissedebiliyordu. "Beni özledin mi Janset?" diye sordu Arda, bir yandan kölesinin kalçalarını okşamaya başlamıştı. Janset'in başını işaret parmağıyla hafifçe kaldırdı, gözlerinin içine bakıp "Sevişmek mi istiyorsun yoksa?" diye sordu. "Kopya çekerken yakalandın, ceza aldın, şimdi de öğretmenini baştan çıkartıp, onunla sevişerek kendini kurtarmaya mı çalışıyorsun? Terbiyesiz!" Janset'i kollarından tuttuğu gibi tekrar masaya doğru çevirdi, genç kadın yüksek topukluların üzerinde dengesini kaybeder gibi oldu, Arda sol eliyle kadınının meme uçlarından sarkan zinciri tuttuğu elini masaya koyunca mandalların arası iyice kapandı, Janset'in acısı zirveye tırmandı ve o da masaya eğilmek zorunda kaldı. Efendisi diğer eliyle eteğini kaldırıp, belinden içeri kıvırdı. Janset tekrar bacaklarını sallamaya ve çığlık çığlığa ağlamaya başlamıştı ki Arda elleriyle genç kadının bacaklarını ardına kadar açtı ve kasıklarını kölesinin kasıklarına yasladı, "Korkma bebeğim, ben buradayım". Janset acıyla karışık inledi "Mmmmmggg!" Arda zincirlere asıldı, gidip gelmeye başladı, genç kadın ıstırap içerisinde efendisini içine aldı. Janset inledikçe Arda daha çok zevke geliyordu, kölesinin atkuyruğunu sıkıca kavradı, sertçe çekti, "Beni özledin mi sevgilim?" diye tekrar sordu. Janset çok acı bir çığlık koparınca Arda kölesinin omuzlarını kavradı ve hızla gidip gelmeye başladı, genç kadın baldan tatlıydı onun için. Janset çaresizce efendisi boşalsın diye beklerken bir anda Arda mandalları çıkartıverdi. Genç kadın uyuşmuş meme uçlarına kan tekrar hücum edince tekrar kendinden geçti, çığlık çığlığa boşalmaya başladılar.
Arda nefes nefeseydi, Janset ise masaya dayanmış olmasa yere yığılacaktı. İkisi de hayatlarında hiç bu kadar hissederek sevişmemişlerdi. Geçen seferki gibiydi, ama daha da vahşileşmişlerdi. Arda gitti yatağa uzandı, Janset ise sessizce ağlamaya devam ediyordu. Genç adam biraz soluklandıktan sonra dolaptan siyah lateksten bir deli gömleği çıkarttı. Kölesinin arkasına geçti yine. Janset'in takati kalmamıştı, kelepçlerinin çözüldüğünü hissedince kolları önüne yığıldı. Arda'nın iştahı dinmişti ama kölesinin daha terbiye edilmesi gerekiyordu; deli gömleğini kölesine giydirdi, kayışlarını sıkıca bağladı. Janset çok çekici görünüyordu; tasması, kısacık eteği, jartiyeri ve sevişirken kaçan incecik çorapları, yüksek topuklu dizüstü çizmeleri ve memelerini tamamen açıkta bırakan lateks deri gömleğiyle inanılmaz davetkar ve çaresiz duruyordu. Hiçbir erkek ona yardım etmek istemezdi, en azından doyana kadar sevişmedikçe. Kaldı ki böyle bir köleye doyum da olmazdı. Arda "Doğrul Janset!" diye buyurdu, "Geç yatağın başında dimdik bekle!". Janset güçlükle topukluların üzerinde doğruldu, efendisine itaat etti, yatağın başına geçti. Efendisi dolaptan yine deri göz bandını çıkarttı, Janset bu kez direnmedi, zaten dirense ne olacaktı? Karanlık indi gözlerine. "Dik dur ve bacaklarını aç!" dedi Arda. Janset çok korkuyordu, efendisi onunla sevişecek miydi? Yoksa kırbaç mı geliyordu? Ancak genç kadın çıplak kasıklarından içeri giren sert plastiği hissedince durumu anladı. Arda'nın vibratörü çalıştırmasıyla kölenin sırılsıklam olması bir oldu. "Sakın pozisyonunu bozma Janset" diye fısıldadı genç adam, "yoksa memelerini kırbaçlarım!". Genç kadın bacaklarını kapamadan dik durmaya gayret gösterdi. Arda ise daha çok oyun istiyordu, vibratörün hızını arttırdı ve başparmaklarıyla genç kadının çıplak meme uçlarını ovalamaya başladı. Janset ter içinde kalmıştı ve şehvet bütün vücudunu sarmıştı, büyük bir istekle ağzındaki silikon topu ısırdı, ama imkanı olsaydı efendisini ısırabilirdi. "Sakın duruşunu bozma Janset" diye bir kez daha uyardı kölesini Arda, "Uslu bir kız ol!". Ama artık Janset zindana girdiği andaki uslu liseli kız değil, kasıkları yanan vahşi bir dişiydi, var gücüyle ağız topunu ısırıyordu. Arda kölesinin içindeki vibratörü son ayara getirdi. Janset kendinden geçti...