5 Temmuz 2018 Perşembe

Arda'nın Kadınları - Sevim

   Giriş katındaki dairenin salonunu örten perdeler kapalıydı ve içeriye neredeyse hiç ışık girmiyordu. Hava da kararmaya yakındı. Sokaktan geçenlerin veya apartmandakilerin içeride ne olup bittiğinden haberi yoktu. Ya da olacaklardan. Sarışın kadın salonun ortasında, bir bar taburesinin üzerinde deli gibi çırpınıyor, boğuk çığlıklar atıyordu. Sevim kırklarının ortalarında, dolgun vücutlu bir kadındı. Karşısında duran Arda ise yirmilerindeydi henüz. Genç adam, ev sahibesi onu ziyaret ettiği bir sırada bu fırsatı kaçırmak istememiş, kadını esir almış ve arzularını doyurmak için hazırlamıştı. Sevim her zaman şık bir kadın olmuştu ve Arda'nın taburesi üzerinde de bu şıklığı devam ediyordu. İri göğüsleri kırmızı saten korsenin içerisinden taşıyordu. Korsenin kenarlarındaki siyah danteller kadının meme uçlarının biraz üstünü örtüyordu. Sevim dudaklarına korsesiyle uyumlu kıpkırmızı bir ruj sürmüştü evden çıkmadan önce başına geleceklerden habersiz bir şekilde. Altın sarısı saçları da siyah ipekten bir kurdelayla bağlanmış ve bir saç filesi yardımıyla toplanmıştı ve bu şık tokanın kenarına da kırmızı güller tutturulmuştu. Kadının belini saran siyah dantelden jartiyerin kordonlarına incecik siyah çoraplar kopçalanmıştı ve ayaklarında da yüksek topuklu rugan ayakkabılar vardı.

   Arda esirine yaklaştı. Kadın daha çok çırpınmaya başladı; kolları siyah renk deri bir kılıfın içerisine hapsolmuş, arkadan sımsıkı bağlıydılar ve bu kılıfın dirsek hizasından çıkan deri kayışlar da boynundaki deri tasmaya tutturulmuşlardı. Ayak bileklerinden de tabureye kelepçelenmişti. Arda onu çözmedikçe Sevim'in kurtulması söz konusu değildi. Sevim boğuk çığlıklar atmaya devam etti Arda ona doğru yaklaştıkça. Kadının ağzında siyah renkli silikon bir top vardı ve topun kenarlarından çıkan kayışlar ensesinde ve çenesinin altında kopçalanmıştı. kadın çaresizce inliyordu. Genç adam esirine yaklaştı ve yavaşça Sevim'in bacaklarını okşadı, "Şşş... Uslu dur küçük kız" diye fısıldadı. Sonra kadının sol memesini tuttu, kırmızı satenin üzerinde parmaklarını gezdirerek Sevim'in meme ucunu buldu ve hafifçe sıktı. Kadın küfürler savuruyordu ancak ağzındaki silikon top yüzünden hiçbir şey anlaşılmıyordu ve sesi de boğuk çıkıyordu. Arda başparmağıyla topu kadının ağzına doğru biraz daha ittirdi ve esirinin yanağını okşadı. Heyecandan elleri titriyordu. Sevim bütün kadınlığıyla karşısında duruyordu ve deri kayışlarla sımsıkı bağlıydı. Ona istediği her şeyi yapabilir, onu istediği gibi terbiye edebilir, onunla istediği gibi sevişebilirdi. Esirinin bacaklarını araladı, dizlerini ve baldırlarını okşayarak aşağı indi ve kadının bileklerindeki kelepçeleri çıkarttı. "Kalk ayağa sevgilim!" Sevim kurtulan ayaklarıyla Arda'ya doğru tekmeler savurmaya başladı.

   Arda bir iki adım geriye çekildi, sakince kemerini çıkarttı ve var gücüyle Sevim'in göğüslerine savurdu, ŞAK! Kadın deri kemer memelerinde şaklayınca boğuk bir çığlık kopardı ve çırpınmayı kesti. Korkmuştu. Arda tekrar Sevim'in yanağını okşadı, "Bu ilk mi olacak?" diye sordu, "İlk kez mi erkeğin seni terbiye edecek?". Sevim'in gözleri korku ve şaşkınlıktan fal taşı gibi açıldı, ağzındaki silikon topun izin verdiği ölçüde itiraz etti. Arda tok bir sesle "Ben de öyle tahmin etmiştim; bu ilk dersimiz yaklaşık 4 saat sürecek" dedi, "Eğer başını eğer ve bana itaat edersen canın çok yanmaz, şimdi in o tabureden ve diz çök!". Sevim daha çok çırpınmaya başladı, avazı çıktığı kadar bağırmak istiyordu, ancak ağzındaki top onu susturuyordu. Arda kenardaki masadan deri kaplı şaplağını aldı ve kadının arkasına geçti. Sevim de çırpınarak arkasını dönmeye çalışırken genç adam birden kadının altındaki tabureyi çekti. Dengesini kaybeden kadın düşmemek için ayakkabılarının burnuyla yerden destek almaya çalıştı. Arda kadını tasmasından çekiştirdi. Yüz yüze geldiler. Sevim karşısındaki delikanlının yüzündeki arzuyu gördü. Genç adamın heyecandan her yeri titriyordu artık. Parmaklarını kölesinin külodundan içeri daldırdı. Kadın tekrar boğuk bir çığlık kopartınca boşalmamak için kendini zor tuttu. Siyah satenin içinde parmaklarını biraz daha gezdirdi Arda, sonra yavaşça orta parmağıyla Sevim'in kadınlığını okşamaya başladı. "Şu andan itibaren bana itaat edeceksin küçük kız" diye fısıldadı kulağına, "Başını eğ ve bacaklarını aç şimdi". Rugan topukluların üzerinde dimdik durmaya devam etti kadın, kolları arkasında bağlanmıştı ve korsesinden taşmakta olan göğüsleri tamamen savunmasızdı, hassas meme uçlarıyla efendisi arasındaki tek şey kırmızı satendi. Arda tabureye oturdu, "Pekâlâ" dedi, sol eliyle kölesini tasmasından çekip kasıklarına doğru eğdi ve sağ eliyle de şaplağı kadının kalçalarına var gücüyle vurdu. Sevim acıdan sıçradı. İnlemeye başlayınca kadın, Arda "topu ısır küçüğüm" dedi ve kadınını şaplaklamaya devam etti. Şaplak kalçalarına indikçe Sevim boğuk çığlıklar atıyordu ve bu Arda'yı daha da tahrik ediyordu. Kadın yaşadığı ıstıraptan sıkı sıkı silikon topu ısırmış, çaresizce şaplaklanıyordu. Genç adam esirinin sessizce ağlamaya başladığını görünce iyice kontrolünü kaybetti; tabureden kalktı ve kadını hemen yandaki kanapeye yüzü koyun yatırdı, bacaklarının arasına gövdesiyle girip bütün kuvvetiyle seri bir şekilde kölesini şaplaklamaya başladı. Sevim şaplaklandıkça inim inim inliyor, ağlıyor ve çırpınıyordu. Arda daha fazla kendini tutamayacağını anlayınca cebinden bir kelepçe çıkarttı, kendi sağ bileğiyle Sevim'in sol ayak bileğini kelepçeledi. Kalçaları deri şaplakla dövülmekten kıpkırmızı olan kadıncağız ne olduğunu anlayamadan genç adam onu sırtüstü çevirdi. Arda heyecandan titriyor, kesik kesik nefes alıyordu. Sol eliyle kadının altındaki siyah saten tangayı sıyırdı, sağ elini de kadının sol omzuna götürdü. Sevim'in, efendisinin sağ bileğine kelepçelenmiş olan, sol ayağı omuz hizasına kadar kalkınca kadının kasıkları ardına kadar Arda'nın arzularına açılmış oldu. Genç adam kölesinin içine girdi. Sevim sımsıkı bağlı, ağzı tıkalı bacakları da ardına kadar açılmış bir şekilde sahibini içine aldı. Sertti, ama canı çok yanmadı. Zaten Arda da heyecandan hemen boşalıverdi kölesinin içine.

   Arda sağ bileği ile Sevim'in sol ayak bileğini kenetleyen kelepçeyi çözüp çıkarttı ve ayağa kalktı. Ardından kölesini de tasmasından çekip ayağa kaldırdı, kadının külodunu kalçalarına geri çekti, "Bacaklarını arala ve başını eğ!" diye buyurdu. Sevim'in direnci kırılmıştı, itaat etti; yüksek topukluların üzerinde dengede durması zorlaştığından bacaklarını çok açamadı ve ancak boynundaki kalın tasmanın izin verdiği kadar başını eğebildi. Arda iki eliyle saten korsenin üzerinden Sevim'in memelerini avuçladı ve sıkıca tuttu. Gerçekten de iri ve olgun memeleri vardı kadının. "Burada bekle" dedi Arda ve içeri gitti. Döndüğünde elinde içi bal dolu bir cam kavanoz vardı. Masanın üzerinden siyah renkli deriden bir göz bandı ve bir kırbaç alıp kadının karşısına geçti tekrar. Çaresiz kadın korkmuştu. Genç adam deri bandı kölesinin başına geçirdi. Sevim sessizce ağlamaya başladı tekrar. Kalçaları hâlâ yanıyordu. Ağladıkça rimelleri gözlerini örten bandın altından akmaya başladı. Çok tahrik edici bir görüntüydü bu. Ağzını tıkayan topa rağmen bir şeyler söylemeye çalışıyordu ancak anlaşılmıyordu. "Şşş" dedi Arda, "Uslu bir kız ol ve itaat et", sonra iki eliyle kadının korsesine asıldı ve tek hamlede aşağı sıyırdı. Sevim'in serbest kalan memeleri bir anda fırladı. Arda kölesinin memelerini avuçladı tekrar, çok haz verici bir duyguydu bu onun için; esir aldığı kadının kolları arkasında deri kayışlarla sımsıkı bağlanmıştı, çıplak memeleri tamamen savunmasızdı. Arda kavanozu açtı ve kadının meme uçlarına ve çevresine bolca bal döktü. Sevim ne olduğunu tam anlayamadan sağ memesine iştahla yapışan Arda'nın ağzını hissetti. Genç adam dakikalarca kölesinin memelerini bu şekilde emdi, öptü, yaladı. Ara ara kavanozdan biraz daha bal döküyor, daha sürdüğü bal aşağı akmadan kadının meme uçlarına yapışıyordu. Arda en sonunda başını kadının göğüslerinden kaldırabildi; Sevim'in meme uçları iri birer fındık büyüklüğüne gelmişlerdi ve çok serttiler. Genç adam parmaklarıyla biraz sıkıştırdı, kadının iniltilerinden yeterli hassasiyete eriştikleri kanaatine vardı. Eline kırbacını aldı ve "Başlıyoruz tatlı şey" dedi ŞAK! Kırbaç Sevim'in tam sağ meme ucunda şakladı. Kadın acıdan sıçradı, kaçışmaya çalıştı. Arda hemen tasmasından tuttu kölesini. Bir darbe de sol meme ucuna indi. Genç adam elindeki kırbaçla seri bir şekilde kadınının iki meme ucunu da tam isabetle dövmeye başladı. "Sen ne tatlı bir şeymişsin küçüğüm" dedi arzu dolu bir sesle fısıldayarak, "Bu memecikler neden bu zamana kadar hiç kamçılanmadı?" Arda tekrar istekle dolmuştu, Kırbaçlamaya ara vererek masasının üzerinden kırmızı renkli büyük bir vibratör aldı. Sevim o sırada kaçışmak için hamle yapmıştı ancak gözleri bağlıydı ve o topuklularla koşması imkansızdı. Arda kadının  jartiyerinin kopçalarını çözdü, saten külodu sıyırdı ve kadının ayak bileklerine kadar indirdi. Sevim yine tecavüze uğrayacağından emindi, Arda'yı kızdırmamak için bacaklarını araladı tekrar. Arda ise kadını kanepeye ittirdi. Dengesi bozulan köle sırtüstü kanepede buldu kendini. "Bacaklarını aç sevgilim" diye buyurdu Arda, "Kadınlığını terbiye etmem gerekiyor". Sevim efendisine itaat etti, bacaklarını ardına kadar açtı, bütün kadınlığıyla genç adama teslim olmaya hazırdı. Ancak sert plastik vajinasının dudaklarını zorlayınca tekrar çırpınmaya başladı. Arda diğer elindeki kırbaçla kadının bacaklarını ve kalçalarını dövdü sertçe. Eğer ağzındaki silikon top tarafından susturulmuş olmasaydı, Sevim attığı çığlıklarla bütün sokağı ayağa kaldırabilirdi kuşkusuz vibratörü içine alırken. Genç adam vibratörü çalıştırdı ve yavaşça kölesinin meme uçlarını ovalamaya başladı. Kadın iyice ıslanmıştı, inim inim inliyordu. Arda vibratörün hızını arttırıp biraz daha derine sokunca, kölesinin uysal iniltileri tekrar coşkulu ama boğuk çığlıklara dönüştü. Sevim deli gibi çırpınıyordu, öyle ki saçlarını bağlayan kurdela çözüldü, altın sarısı saçları fileden kurtuldular. Efendisi ipek kurdelayı bir hamlede çekip çıkardı ve saçlarını iyice açtı. Sevim iyice coşmuştu artık; yalnızca birkaç saat önce gerçek bir hanımefendi olarak girdiği bu evde vahşi bir dişiye dönüşmüştü, kolları sımsıkı bir şekilde deri kılıfın içinde bağlı olmasalar, önüne gelen her şeyi tırmalayabilirdi. Ağzındaki topun kenarlarından salyaları akıyordu, artık topu acısını bastırmak için değil, kadınlığını doyurmak için sıkıca ısırıyordu. Çırpındıkça saçları iyice dağıldı, incecik çorapları dizlerine kadar indi. Artık zamanı gelmişti, Arda da kölesine yardımcı oldu; Sevim'in meme uçlarını parmaklarıyla ovalamaya başladı. Kadın büyük bir istekle, çığlık çığlığa boşalmaya başladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Janset - Savaş

  Arda bitkindi. Genç kadın onu heyecanlandırmış ve boşaltmıştı. Neredeyse tükenmiş hissediyordu. Zorlukla yataktan kalktı. Janset ise kesik...